Vikipedi, özgür ansiklopedi
Televizyon veya kısaca TV, bir vericiden elektromanyetik dalga halinde yayınlanan görüntü ve seslerin, ekranlı ve hoparlörlü elektronik alıcılar sayesinde yeniden görüntü ve sese çevrilmesini sağlayan haberleşme sistemi. Yayınlanan görüntü ve sesleri alıcıya ulaştıran elektronik cihaz da sistemin adı ile anılır.
Sözcüğün Kökeni [değiştir]
Televizyon sözcüğü, Yunanca "uzak anlamındaki "tele" ve Latince "görme" anlamındaki "visio" sözcüklerinden, 20. yüzyıl başlarında türetilmiştir ve "uzaktan görmek" anlamına gelir. Sonradan Türk Dil Kurumu tarafından televizyon sözcüğüne karşılık olarak göreç sözcüğü türetilmiştir. Daha sonraları izleç, uzakgör ve bakaç kelimeleri de televizyon yerine önerilmiştir.
Televizyon 1923 yılında, İskoçyalı mühendis John Logie Baird tarafından İngiltere'nin Hastings kasabasında icat edilmiştir. İlk televizyon görüntüsü ise yine Baird tarafından 1926 yılında yayınlanmıştır. Başlangıçta noktalar halinde ve titrek olan görüntülerin kalitesi Baird tarafından geliştirilmiştir. Baird'in televizyon sisteminde mekanik olarak döndürülen diskler kullanmasına karşın aynı dönemde Marconi - Emi sistemi gibi elektronik olarak işleyen rakip sistemler de üretildi.
Televizyon yayını, elektromanyetik yoluyla halkın doğrudan doğruya alması maksadıyla yapılan hareketli veya sabit resimlerin, sesli veya sessiz kalıcı olmayan görüntülerinin renkli ya da siyah beyaz yayınıdır.
Televizyonun parçaları [değiştir]
OT-1471 Belweder, 1957
1. güç düğmesi / volume
2. parlaklık
3. ses ayarı
4. dikey senkronizasyon
5. yatay senkronizasyon
6. kontrast
7. kanal arama
8. kanal düğmesi |
Televizyon sisteminin temel parçaları şunlardır:
- Resim kaynağı: Canlı görüntüler için profesyonel bir video kamera ya da banttan görüntüler için bir video cihazı
- Ses kaynağı: Bir mikrofondan alınan elektrik sinyalini herhangi ses çıkışından iletilmesiyle oluşturulur.
- Verici:Radyo sinyalleriyle ses ve görüntünün taşındığı sistem
- Verici Anten: Vericinin radyo dalgalarını Televizyon alıcısının antenine taşıma işini görmektedir
- Alıcı Anten: Vericiden gelen radyo dalgalarını Televizyon alıcısına taşıma işini görmektedir
- Televizyon Alıcısı: Vericiden gelen radyo dalgalarını elektrik yardımıyla tekrar ses ve görüntü formuna sokan aletitir
- Ekran: Görüntüyü izleyebildiğimiz düz platformun adıdır
- Hoparlör: Sesi duymamıza imkân veren parçadır
- Tuşlar:Kanalı değiştirmeye,ses açıp kapamaya yarar.
Plazma televizyonlar şu şekilde çalışırlar. Plazma paneller, iki paralel cam tabakanın arasında yer alan ve ızgara şeklinde yerleşik, içi plazma adı verilen neon ve xenon gazları ile dolu binlerce odacıktan oluşur. Elektrik akımı bu odacıklarda bulunan plazmaya ulaştığında, oluşan çok küçük bir ultraviyole ışınımı fosforlu bir tabakaya çarparak kırmızı, mavi veya yeşil (RGB) renklerden birine sahip bir piksel oluşturur. Ekran yüzeyinde oluşan bunun gibi yüzbinlerce piksel bir araya gelerek ekranda gördüğümüz görüntüyü oluşturur.Günümüzde Plazma TV'nin gelişmişi olarak LCD TV'ler vardır.
- NTSC: İlk olarak 1954 yılında ABD'de NTSC (National Television Svstems Committe - Ulusal Televizyon Sistemleri Komitesi) sistemi geliştirilmiş olup ABD'nin yanı sıra Kanada, Meksika ve Japonya'da hala kullanılmaktadır [1].
- PAL (Phase Alternation Line - Satır Atlamalı Faz) Almanya'da geliştirilmiş olup Avrupa ülkeleri (Türkiye) ve Avustralya'da kullanılmaktadır.
- SECAM (Systeme Electronique Couleur Avee Memoire - Bellekli Elektronik Renk Sistemi) Fransa, Rusya, Macaristan ve Cezayir'de kullanılmaktadır.
Sayısal yayınların başlamasına kadar televizyon izleyicisi sadece alıcı durumunda idi. Sayısal yayınlar sayesinde kullanıcının etkileşime geçmesi süreci başladı. İzleyicilerin sürekli alıcı olması, televizyonun kolay ulaşılabilir bir "kaynak" olması, kullanılan etkili görsel ve işitsel öğelerle etkisinin yüksek olması, birçok aydının televizyona soğuk bakmasına neden oldu. Günümüzde televizyon yayıncılığının ilk amacı, reklam ve ticaret üzerine kuruludur.